Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, partisinin genel merkezinde gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Özcan, sözlerine Türkiye ve Suriye’de depremler nedeniyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyerek başladı.
Türkiye’nin yaşadığı felaketin başlıca sebebinin ‘liyakatsizlik’ olduğuna vurgu yapan Gelecek Partisi Sözcüsü, “Sakın birileri çıkıp milli ya da manevi değerlerimizin arkasına sığınmaya kalkmasın. Aynı yerde binanın biri yerle bir olup, diğeri camı bile kırılmadan sapasağlam ayakta duruyorsa bu kader olamaz. Deprem dayanıklılık testi olumsuz olmasına rağmen, hastane hizmet veriyor ama depremde yıkılıyorsa bu kader değildir. Bilim adamları bu bölgeyle ilgili deprem uyarısı yapıyor ve yöneticiler tedbir almıyorsa bunun adı kader değildir” ifadelerini kullandı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde çıkarmak istediği imar yasası için mücadele verdiğini anımsatan Özcan, “Rant için, imar kanunlarıyla oynayanlar, imar affıyla çürük yapılara geçit verenler sorumludur, suçludur. Sn. Genel Başkanımız, Başbakan olduğu dönemde imar rantı yasasını çıkarmak istediğinde, “Yok siyasi etik, yok imar kanunu filan dersen partiye ilçe başkanı dahi bulamayız” diyerek engel olanlar sorumludur” diyerek tepkisini dile getirdi.
Afetten etkilenen bölgelerde baş gösteren hijyen sorununa dikkat çeken Özcan, devletin kutsal bir varlık gibi gösterilmesine de itiraz ederek devletin asli görevinin vatandaşlarının yaşam kalitesini sağlayan bir mekanizma olduğunu “Devleti, buyurgan ve kutsal bir varlık olarak mı tanımlayalım? Millet fakru zaruret içindeyken, devleti yönetenler milletin derdine derman olamayıp, bir de azarlarken susalım mı? Devlet böyle bir şey değil aziz milletim. Asıl olan devletin her türlü kararını her türlü eylemini demokratik hesap verebilirlik ilkesine uygun olarak denetleyebilmek. Hesap sorabilmek yani. Kimse kusura bakmasın. İnsanların hala tuvalet bulabilme ve hijyen konusunda sorun yaşadığı, çadırın ve konteynerin yetiştirilemediği, yabancı ülkelerden gelen kurtarma ekiplerinin güvenlik ve organizasyonel sıkıntılar nedeniyle terk ettiği, içi boşaltılmış Telekom ve Turkcell’in de içinde bulunduğu şirketlerin iletişimi sağlayamadığı bir ülkede, sivil dernekleri tehdit etmenin de “devlet her şeyi yapıyor” demenin de zerrece karşılığı yok!” sözleriyle izah etti.
Konuşmasının devamında devletin felaketlere karşı herhangi bir acil eylem planı bulunmadığına işaret eden Özcan felaket sürecini “Acı dersler çıkarmadık mı? Şarkılı tatbikatlar yapıp, “çök kapan tutun” derken hiç mi acil durum eylem planı yapmadınız?” ifadeleriyle dile getirdi.
AFAD ne için var diyen Özcan, şöyle devam etti:
“Alet bulamadılar elleriyle enkaz kazdılar. Söylerken ben utanıyorum ama siz hicap duymuyorsunuz; İş makinesi yoktu, kendi imkanlarıyla kiraladılar. Enkaz altından sevdiklerinin seslerini duyup onlara yardım edememenin korkunç ızdırabını yaşadılar. Cansız bedenlerin yanında kış soğuğunda nöbete yattılar. Organizasyon ve koordinasyon sağlanamadı. Peki, bu kimin göreviydi? AFAD ne için vardı? Bugüne kadar toplanan milyarca liralık deprem vergisi nereye gitti?”
Yağma konusuna değinen Özcan, “İçişleri bakanı yağma yok, münferit bir iki olay dedi, Adalet bakanı 57 kişi tutuklandı dedi. Hanginize inanalım? Sizin göreviniz kamera önünde poz vermek için iyi yer bulup göze girmeye çalışmak değil ki. Siz bakansınız, devletsiniz ve tam da bu nedenle soruyorum neredesiniz?” diye konuştu.
Beceriksizliğinizi gizlemek için, insanların sosyal medyadan haberleşerek can kurtarmak için çırpındığı dakikalarda kalktınız Twitter’ı kapattınız diyen Özcan, “Trol ordularınızla doğruları söyleyenlere “Asrın Felaketi” diyerek savaş açtınız. Sırf fiyakanız bozulmasın diye şu acıda bile algı operasyonu yapmaya çalıştınız. Hiç hicap duymadan, haya etmeden video hazırlayıp Asrın Felaketi algısını yaratan “Asrın Goebbels’ine” dönüştünüz. Korkuyla iktidar olamazsınız, bu korkularla devlet yönetemezsiniz. Sorarım size asker yardıma koşarsa itibarımız sarsılır diyerek mi askerin ilk anda müdahalesine izin vermediniz?” dedi.
Söyleyemediklerinizi, başkalarına söyleterek, seçim ertelenmeli düşüncesini yayarak iktidar ömrünüzü uzatmak için “Sivil Darbe” çağrısı yapıyorsunuz diyen Özcan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yok öyle yağma. Beğenseniz de beğenmeseniz de burası demokratik bir cumhuriyet. Sandıkla seçimle geldiniz, yine sandıkla seçimle gideceksiniz. Siz her şeyinizle vasatın dostusunuz. İyi olana, kaliteli olana düşmansınız. Bu güzelim ülke, ne badireler atlattı. Birinci Dünya Savaşı, İstiklal Harbi. Savaşların o çetin günlerinde bile durmayan; Marmara Depremi sonrasında deprem bölgesinde bile devam eden eğitimi ülke genelinde durdurdunuz. Dünya Durur Eğitim Durmaz; Beceriksizliğinizin faturasını gençlere kesemezsiniz.”
Hibya Haber Ajansı