Basın İlan Kurumu’nun (BİK) hazırladığı, internet haber sitelerine verilecek resmi ilan ve reklamlara ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmelik kabul edildi. Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yürürlüğe girecek yönetmelik görüşmelerinde yer alan Gazeteciler Cemiyeti, yönetmeliğe muhalefet şerhi düştü ve yargı yoluna başvuracağını açıkladı. Cemiyetin muhalefet şerhinde “Resmi ilan ve reklamların yayımlanacağı mecralar arasına internet haber sitelerinin de dahil edilmesine ilişkin yönetmelik taslağı maalesef Anayasaya, yasalara, basın ve ifade özgürlüğüne, çalışma hürriyetine aykırıdır, apaçık bir hukuk ihlalidir” denildi.
Basın İlan Kurumu (BİK) bugünkü (13 Ocak) olağanüstü genel kurulunda yaptığı toplantıda internet haber sitelerinin resmi ilan alabilmesi için belirlenen kurallara ilişkin yönetmeliği görüştü ve kabul etti. Toplantıya 31 üye katıldı.
Gazeteciler Cemiyeti (GC) BİK toplantısında kabul edilen yönetmeliğe şerh düştü. Cemiyet, taslak yönetmelikte değişiklik yapılmadığı için süreci yargıya taşımaya hazırlanıyor. Kabul edilen yönetmeliğin ise kısa süre içinde Resmi Gazete’de yayımlanması ve yürürlüğe girmesi bekleniyor. GC’nin muhalefet şerhinde şu görüşlere yer verildi:
“Resmi ilan ve reklamların yayımlanacağı mecralar arasına internet haber sitelerinin de dahil edilmesine ilişkin yönetmelik taslağı maalesef Anayasaya, yasalara, basın ve ifade özgürlüğüne, çalışma hürriyetine aykırıdır, apaçık bir hukuk ihlalidir. Bu tespiti yapmak için yönetim kuruluna muhalif olmaya gerek yoktur. Değil gazeteciler, hukukçular ya da akademisyenler, en temel hukuk ve yasa bilgisine sahip herhangi birinin bile bu yönetmelik taslağına imza atması, bu antidemokratik hükümleri onaylaması düşünülemez.”
Kabul edilen yönetmelik taslağında neler var?
BİK toplantısında kabul edilen internet haber sitelerinin resmi ilan alabilmesini düzenleyen yönetmeliğe göre, Türkiye genelini kapsayan internet haber siteleri “Genel Kategori”de yer alacak. Birinci Kategori İstanbul, ikinci Kategori Ankara ve İzmir olmak üzere, üçüncü, dördüncü ve beşinci kategoriler şeklinde altı kategori oluşturulacak.
Türkiye geneli yayın yapan ve ilan almak isteyen internet haber sitelerinin en az 32, birinci kategoride yer alan kurumların en az 15, ikinci kategoride yer alan kurumların en az 12 kişi çalıştırmaları zorunlu hale gelecek. Üçüncü kategori için sekiz, dördüncü kategori için altı, beşinci kategori için ise dört çalışan olması gerekiyor.
BİK’in yönetmeliğine göre internet haber sitelerinin resmi ilan alabilmesinin bir diğer kriteri ise günlük yayınlanacak asgari haber sayısı olacak. Türkiye genelini kapsayan genel kategori için günlük en az 240, birinci kategori için 100, ikinci kategori için ise 80 haber şartı getiren yönetmelik, üçüncü kategori için bu sayıyı 50, dördüncü kategori için 40, beşinci kategori için ise en az 30 haber olarak belirledi.
İnternet haber sitelerinin okunma oranları da ilan almanın şartları arasında yer aldı. Türkiye geneli kategorisinde yer alan bir internet haber sitesinin günlük asgari tekil ziyaretçi sayısının 500 bin, günlük asgari sayfa görüntülenmesi sayısının da 1,5 milyon olması gerekecek. Birinci kategori için günlük asgari tekil ziyaretçi sayısı 50 bin, görüntülenme sayısı ise 150 bin olarak belirlenirken, ikinci kategoride bu sayılar tekil ziyaretçide günlük 30 bin, görüntülenmede ise 90 bin olarak uygulanacak. Üçüncü kategoride yer alan yayın organları için günlük 20 bin ziyaretçi ile 60 bin görüntülenme şartı, dördüncü kategoride yer alan kurumlar için günlük 10 bin ziyaretçi ile 30 bin görüntülenme şartı, beşinci kategori için ise günlük üç bin tekil ziyaret ve dokuz bin sayfa görüntülenme şartı koşuluyor.
-
- belirlilikten uzaktır.
- Yukarıda özetle belirtilen sebeplerle, internet haber sitelerini de resmi ilan sistemi içine alan ve tüm süreli yayınlara ağır ve kabul edilemez şartlar getiren, Anayasa ve yasalara aykırılıklar taşıyan, basın ve ifade özgürlüğünü hiçe sayan hükümler barındıran, ortak akıldan uzak ve tek yanlı hazırlanmış yönetmelik taslağının kabul edilmesi mümkün değildir.
- Yayımlama hakkı kazanma şartlarının belirlendiği 3’üncü bölümde, Madde 11 (b) fıkrasına göre yayımlama hakkı için süreli yayınların ‘kurum genel kurulunca belirlenen diğer şartları ve vasıfları taşımaları, yüklenen ödevleri kabul ederek zamanında yerine getirmeleri’ gerekir. ‘Diğer şartlar ve vasıfların’ ne olduğu belirlenmemiştir. Bu madde hukuki belirlilik kuralı, objektiflik kriteri ve güvenilirlik ilkelerini ihlal etmektedir. Dolayısıyla bu tür bir hukuki belirsizliğin kabul edilmesi düşünülemez.
- Aynı bölümdeki 12. Maddede ‘bu yönetmelik kapsamında Kurum tarafından istenecek belgelerin neler olduğunun tespitine Yönetim Kurulu yetkilidir’ denilmekte ve böylece ‘Her şart ve vasfa’ Yönetim Kurulunun karar verebileceği ortaya çıkmaktadır. Bu, Genel Kurulun yetkisini de Yönetim Kurulunun kullanması anlamına gelir. Yönetim Kurulu objektif olmayan ve belirsiz kriterlerle her türlü evrakı isteyebilir, şart koşabilir. Bu çok geniş ve hukukta yeri olmayan bir takdir yetkisidir.
- Taslağın 19. Maddesi de hukuka ve yasalara aykırı hükümler içermektedir.
- Bir mesleğe giriş çıkış şartları yönetmelikle belirlenemez. Ancak’Kadroda yer alacak fikir işçilerinin nitelikleri’ sıralanırken ‘İletişim fakültesi veya diğer fakültelerin iletişimle ilgili bölümlerinden mezun olmak’ şartı sayılmıştır. İletişim fakültesi mezuniyeti şartı aramak olumsuz bir yaklaşım değildir. Ancak örneğin ‘hukuk fakültesi mezunu olanlar gazetecilik yapamaz’ diyemeyiz, süreli yayınların asgari kadrosunda fikir işçisi olamaz da diyemeyiz. Bir mesleğe giriş ya da çıkışla ilgili kriter belirlenecekse bu ancak yasa ile yapılabilir.
- Yine aynı maddede fikir işçilerinde aranacak nitelikler için ‘En az birine sahip olmalı’ şeklinde belirtilen fıkralardan biri ‘Fikir işçisi sıfatıyla basın kartı sahibi olmak’tır. Basın kartı alamamış (iptal edilmiş ya da bekleme süresinde olan) ve maddedeki diğer şartlar olan en az 12-15 ay çalışmış olma şartını karşılamayan, iletişim fakültesi mezunu da olmayan biri asgari kadroda gösterilemeyecektir.
- Taslağın ‘İçerik’ bölümü yeni bir ‘basın ahlak esasları’ barındırmaktadır. Bu bölümle yayın politikasının içeriğine karışılmaktadır. Hiçbir idare yayın içeriğine karışamaz, bu Anayasaya aykırıdır.
- ‘Görsel içeriklerin haber metinleriyle alakalı ve orantılı olması, basında yerleşik teamüllere uygun şekilde düzenlenmesi gerekmektedir’ denilmektedir. Yerleşik teamül, alaka ve orantı göreceli kavramlardır, hukuki belirsizlik taşımaktadır.
- İçeriklerin ‘Yanıltıcı olmaması gerekir’ ifadesi vardır. Yanıltıcı içerik tanımı son aylarda çok sık konuştuğumuz dezenformasyon yasası da denilen yeni Basın Yasası’nda da yapılmamıştır. Bir içeriğin ‘Yanıltıcı içerik’ olup olmadığına kim karar verecektir. Aynı konu için ‘zam’ demek mi yanıltıcıdır, !indirim’ demek mi yanıltıcıdır, ‘fiyat güncellemesi’ demek mi yanıltıcıdır? Hangisi kime göre doğru olacaktır. Dolayısıyla bu hüküm de hukuki belirlilikten uzaktır, kabul edilmesi söz konusu değildir.
- Taslağın 26. Maddesinde internet haber sitesine ‘erişim engeli verildiği takdirde alan adı değiştirme başvurusunda bulunamayacağı’ düzenlenmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin erişim engellemesiyle ilgili pilot kararının gereği henüz yerine getirilmemiştir, yeni bir yasa yapılmamıştır. AYM kararı gereği bu konu yasa ile düzenlenecektir. Yasayla düzenlenmesi gereken konuda yönetmelik maddesi koyan Kurum, bunun yanı sıra her erişim engelinde internet sitelerini yeni yollar bulmaya zorlamaktadır. Erişimin engellenmesi kararının hukuki yapısından kaynaklı sorunlar nedeniyle açıkça internet siteleri aleyhine bir düzenlemedir.
- Taslağın ‘Şartlar’ bölümünde pek çok maddede hukuka aykırılıklar vardır.
- 57. Maddesinde içerikleri muhafaza yükümlülüğü getirilmiştir ve ‘İnternet haber siteleri, 5187 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi gereğince muhafaza ettiği içerikleri Kurumun talebi halinde, incelemeye imkân verecek şekilde ibraz etmek zorundadır’ denilmiştir. Belirsiz bir veri işleme yetkisi ve sorumluluğu söz konusudur. Oysa veri işlemeye ilişkin usul ve esaslar Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na tabidir, bu konudaki esaslar bu kanun dışında olamaz.
- 61. Maddede ‘İnternet haber siteleri Kurum tarafından belirlenen ve ziyaretçi trafik bilgilerini toplayan ölçüm aracını kullanmak zorundadır’ denilmektedir. Trafik verilerini aktarmak ve kurumun belirleyeceği ölçüm aracını kullanma zorunluluğu kişisel verilere ait her konunun kanunla düzenlenme zorunluluğuna aykırıdır, idari işlemle kanun yetkisi devralınamaz.
- Kurum kişisel verilerin güvenliğini sağlayacak bir uygulama geliştirebilir ama bunun hukuki ölçütlerle düzenlenmesi gerekir. Örneğin daha geçtiğimiz aylarda 24 Saat gazetesine ilişkin baskı denetim raporunun basına sızdırıldığına ve Gazeteciler Cemiyeti aleyhine karalama kampanyasında kullanıldığına şahit olduk. Denetim raporunun sızdırılmasını önleyemeyen bir sistemde internet sitelerinin verileri nasıl korunacaktır?
- 63. Madde ise ‘Ziyaretçi trafiği konusunda manipülasyon yapan internet sitelerinin‘ bu ihlalleriyle ilgili düzenlemedir. Ancak düzenlenmesi çok zor olarak bu teknik alanda idare ‘manipülasyonu’ tanımlamak için de tek yetkili olmaktadır. Bu konu da hukuki belirlilikten uzaktır.
- Yukarıda özetle belirtilen sebeplerle, internet haber sitelerini de resmi ilan sistemi içine alan ve tüm süreli yayınlara ağır ve kabul edilemez şartlar getiren, Anayasa ve yasalara aykırılıklar taşıyan, basın ve ifade özgürlüğünü hiçe sayan hükümler barındıran, ortak akıldan uzak ve tek yanlı hazırlanmış yönetmelik taslağının kabul edilmesi mümkün değildir.